Lise Döneminde Gittiğim Elazığ Harput Gezisi
Ergani final dershanesine gittiğim dönem, dershanemizin sınav öncesi bize moral olsun diye düzenlediği Elâzığ gezimi anlatmak istiyorum sizlere bugün.
Elâzığ
gezim, yaşadığım şehir Diyarbakır’dan farklı bir şehri görme şansı bulmam nedeni
ile benim için her zaman hatırlayacağım ve unutamayacağım gezilerimden olmuştur.
Elâzığ
gezimin ilk olması nedeni ile bende tatlı bir heyecan başlamıştı. Geziden bir kaç
gün önce; bir yere giderken ne giyeceğini bilemeyen, kara kara düşünen kız çocuğuna dönmüştüm; ilk gezim olduğu için ne giyeceğimi bilememiştim :) Gezi için gerekli kıyafetleri
aldıktan sonra gezi gününün gelmesini beklemiştim heyecanla.
Lafı
çok uzatmadan Elâzığ gezimize gelmek istiyorum. Ergani final dershanesinin önünden
dört dolmuş ile yolculuğumuz başlamıştı.
Ergani’den Maden İlçesine varmadan soğuk su dinlenme tesislerinde kahvaltı yaparak başlamıştı gezimiz. Biraz peynir birazda domates ve salatalıkla yaptığımız
sade bir kahvaltıdan sonra yolumuza
devam etmiştik. Maden soğuk sudan sonraki durağımız Hazar gölü olmuştu. Hazar gölünden
Elâzığ’a giderken gölün büyüklüğü beni şaşırtmıştı. İlk kez bu kadar büyük bir göl
görmüştüm. Öğretmenlerimiz gezi dönüşünde Hazar gölüne uğrayacağımızı ve bu muhteşem
manzarada piknik yapacağımızı söylemişlerdi.
Yolculuk
boyunca liselilere yakışır şekilde
birbirimize takılıp, garip tuhaf sözlerle birbirimizi rahatsız ederek devam etmiştik
gezimize. Bulunduğumuz dolmuşta daha önce Elâzığ’da yasamış, dershanemizin sayısal
bölümünde okuyan, dershanede pek ısınamadığımız kız arkadaşımızın, Elâzığ’daki mekanları, okuduğu okulu
ve Elâzığ’da yaşadığı dönemle ilgili sürekli
bir şeyler anlatıp kafamızı şişirmesiyle devam etmişti. Ön koltukta
oturan üçüncü üniversitesini bitiren ve halen akıllanmayıp bir bölüm daha okuma
isteği ile yanıp tutuşan, tekrardan sınava hazırlanmak için dershaneye yazılan arkadaşımızın
bilmişlik taslayıp konuştuğumuz her konuya maydanoz olması ile devam etmişti yolculuğumuz :) Dolmuşta ruhumuzu
daraltan iki kafadardan Elâzığ’a varmamızla kurtulmuştuk :)
Elazığda Gezilecek Yerler
Elâzığ
gezimize tarihi Harput ile başladık;
Tarihi
Harput
Tarihi
Harput gezimiz, UFO gören masum köylü misali, şaşkınlık ve heyecanla başlamıştı.
Geziye katılan öğrencilerde ilk kez farklı bir şehir görmüş olacaklar ki, çıkardıkları
tuhaf sesler ve başkalarını rahatsız
eden bağrış ve çağırışlarla, kendilerini orada bulunan halka bizde buradayız,
bizde geziyoruz hissi uyandırtmalarıyla devam etmişti :)
Curcuna ile gecen Harput gezimizde ilk gördüğümüz şey
tarihi Harput evleri olmuştu. Evler ve tarihi Harput o dönem restore ediliyordu;
bu hali ile bile Harput’u çok sevmiştim.
Harput’u
gezerken ikinci durağımız Harput kalesi olmuştu;
Harput Kalesi
Harput
kalesi çok hoşuma gitmişti. Hayatımda ilk kez bir kale görmüştüm. Kaleyi
savunan askerler gibi kalenin her tarafına yayılmıştık o dönem gezimizdeki arkadaşlarla.
Arap
Baba Türbesi
Harput
kalesinden sonra Arap Baba türbesine götürmüştü bizi Elazığlı hocamız.
Türbedeki zatın bedenin hiç bozulmadan durduğunu söylemişti bize hocamız. Daha önce
isteyenler türbeye gidip bozulmayan bedeni görebiliyorlarmış. Ama türbedeki
zatın bedeninin, gelip gidenlerin sürekli görmesi ve dokunması ile bedeninde çürüme başlamış zamanla. Bizde çok
görmek istemiştik bozulmayan bedeni, anlatılan hikayenin doğruluğuna ikna olmak
için, ama kısmet olmamıştı.
Harput
gezimizin bitmesi ile Elâzığ merkeze dönmüştük. Burada sınav öncesi üniversite ortamını
görebilmek için Fırat üniversitesini gezecektik.
Fırat Üniversitesi
Dicle
üniversitesi hastanesini görmeyi saymazsak, Fırat üniversitesi de benim için
gördüğüm ilk üniversite olmuştu. Fırat
üniversitesindeki çoğu kampüs bir aradaydı
hatırladığım kadarı ile. Fırat üniversitesi
genel itibari ile güzeldi. Beğenmediğim tek tarafı şehir ile iç içe olmasıydı.
Keban
Barajı
Fırat
üniversitesinden sonraki durağımız Keban barajı olmuştu. Keban barajı gerçekten
çok büyüktü. Barajın büyüklüğü nedeni ile burada balık çiftlikleri bile kurulmuştu;
Keban barajında bir saatlik bir keşiften sonra Cırcır şelalesine
gitmiştik;
Cırcır
Şelalesi
Cırcır
şelalesi Elâzığ’da en sevdiğim yer olmuştu. Cırcır şelalesinin bulunduğu yerde büyük
bir balık restorandı yapılmıştı. Restorandın hemen yanında alabalık üretimi yapılıyordu.
Restoranta alabalık yedikten sonra bu doğa harikası yeri gezmeye başlamıştık.
Cırcır şelalesinin her yeri ayrı bir güzeldi.
Restoranta
çalışanlardan öğrendiğimiz kadarı ile Keban barajı yapılırken Suyun bir kısmı patlayıp
bu şelaleyi oluşturmuş. Cırcır şelalesini
gezdikçe Keban barajı iyiki patlamış demiştik
arkadaşlarla :)
Hazar Gölü
Gezimizin
finalini hazar gölüyle yapmıştık. Hazar gölü
kenarındaki piknik alanı çok hoşumuza gitmişti. Çoğumuz ilk kez bu büyüklükte
bir göl görmüş olacak ki; ilk yaptığımız şey birbirimize yabaniler gibi su atıp
birbirimizi ıslatmak olmuştu :) Hazar gölünde bulunan deniz bisikletleri ile gölde turlamakta çok hoşumuza gitmişti.
Elazığ
yolculuğumuz gün batımına doğru son bulmuştu. Dönüş yolculuğunda yine rahat durmamıştık. Liseli aklı ile şoför abileri gaza getirip yarıştırmıştık ;) ve tatlı gezimiz Ergani’ye (Ergani
yazımıza buradan ulaşabilirsiniz) varmamızla son bulmuştu.
Bu yazım
bir gezi yazısından çok bir anıyı anlatmak gibi oldu sanırım. Elâzığ gezimizin üzerinden çok zaman geçti. Tam 11 yıl önce yapmıştık bu
gezimizi final dershanesi ile . İlk gezimin üzerinden bu kadar zaman geçmesine rağmen
çoğu şeyi hatırlıyorum halen. Umarım öğrencilik günlerindeki bu anımız sizde de
öğrencilik anılarınızı depreştirtirmiştir .
Not
O
dönem çoğumuzda telefon ve fotoğraf makinası olmadığı için fotoğraf paylaşamıyorum. Daha önce
Elâzığ’a gitmiş yakından tanıdığım bir ağabeyimizin facebok sayfasından aşırdığım
Cırcır şelalesi fotoğraflarını tek paylaşabiliyorum:)
3 Yorumlar
Yazıyı okurken gülümsememek elde değil. Çok güzel bir anı yazısı olmuş ve dediğiniz gibi lisedeki o heyecan bir başka oluyor. Bana ilk gittiğim gezinin heyecanını hatırlattınız :)
YanıtlaSilİlk gezilerin tadı bir başka
SilLise dönemlerine gittim bir an
YanıtlaSil