Kürt Mitolojisinde Efsanevi Yaratıklar ve Canavarlar

 


Farkında olmasak ta teknoloji hayatımıza her gün biraz daha girmekte. Kimimizin hayatı sadece teknolojik aletlerle uğraşmak desek abartmış olmayız . Artık tüm ihtiyaçlarımızı bu küçük ve pratik aygıtlar aracılığı ile gideriyoruz. Arkadaşlıklarımızı ve duygusal yakınlaşmalarımızı da bu küçük aygıtlarla sürdürüyor ve yeri geldiğinde ilişkilerimizi bu aygıtlar yardımı ile bitiriyoruz.




Arkadaşlarımızla ve ailemizle bir araya geldiğimizde de değişen bir şey olmuyor. Bedenlerimiz bir arada olsa da ruhumuz bu küçük teknolojik aygıtlar ile zaman geçiriyor. Geçmiş olaylardan , masallardan efsanelerden bahsetmez oldu kimse.




Sahi neden bir araya gelince konuşacak bir şeyler bulamıyoruz artık. Bir zamanlar insanlar bir araya gelince neler konuşuyorlardı hatırlıyor muyuz ? Küçükken bize anlatılan masallar, efsanevi canavarlar, birbirine kavuşamayan sevgililerin hikâyeleri   neden yok olmaya başladı?




Madem teknoloji cağındayız anlatılan bu masalların ve efsanevi canavarların hikâyelerini biz yazabiliriz ve kaybolmasının önüne geçebiliriz teknolojik dünyaya entegre edip.




Bugünkü konumuzda gelişen teknoloji ile yok olmaya mahkum olmuş her Kürt çocuğunun küçükken maruz kaldığı Kürt mitolojisindeki efsanevi  canavarları ve yaratıkları anlatmak olacak.




Kürt Mitolojisinde Efsanevi Yaratıklar ve Canavarlar


Gûre Manco Efsanesi



Gûr: Kurt 

Manco: Bölge veya isim olabilir.


Gure Manco, Manconun Kurdu veya bir bölge ismi olabileceğini düşündüğüm Manco bölgesinden gelen kurt anlamına geliyor.






Yaşadığı yer ve bölge neresi olursa olsun söz dinlemeyen yaramazlık yapan her Kürt çocuğuna söylenen ilk söz,  Gûre Manco seni yer olur ve bu sözü duyan her Kürt çocuğu belli bir süre sonra  dut yemiş bülbüle  döner:) Bu nedenle Kürt mitolojisinde Gure Manco efsanevi yaratıklar içerisinde  önemli bir yere sahiptir;)




Dûlikdas Efsanesi



Yine anne babasının sözünü dinlemeyen çocukların terbiye edilmesi için kullanılan ikinci mitolojik canavarımız Dulikdas.



Du: Arkasında, gerisinde anlamına geliyor Kürtçede



Li: e,a yönelme eki anlamı taşıyor Kürtçede



Das:   Kürtçede orak anlamına geliyor



Dulikdas’ı  Türkçeye çevirecek  olursak Orağı arkasında olan canavar anlamına geliyor diyebiliriz;bir nevi zebani yani.










Kürt mitolojisindeki önemli bir yaratık olan Dulikdas’ın genelde söz dinlemeyen çocukları evin bacasından girip  kaçırdığı söylenir. Bu hikayeyi  duyan çocuğun halini siz düşünün artık, siz olsanız yaramazlık yapar mıydınız? :)




Pîrawotik Efsanesi




Pirawotik tam anlamı ile ne demek bilmiyorum; ama büyüklerimden  duyduğum kadarı ile insanlara yardım eden, bulunduğu evin işlerini yapan bir cinmiş. Pirawotik’ların en önemli özellikleri verdiğiniz işlerin tam tersini yapmaları imiş. Örneğin az odun getir denilince tüm evi dolduracak kadar odun getiriyorlarmış. Çok ekmek pişir değinceye 1 ekmek tek yapıyorlarmış. (Pirawotik’ı sorduğum her yaşlı gördüğünü iddia ediyor :))




Şahmeran 


 Şahmeran Kürtçe yılanların şahı anlamına geliyor. Genelde Mardin yöresinde anlatılan bir hikaye olan Şahmeran efsanesinin diğer coğrafyalarda da farklı versiyonlarını sıkça duyabilirsiniz.




Şahmeran Efsanesi



Tahmasp adındaki genç arkadaşları ile büyük bir mağarada  bal aramaya çıkar. Mağaranın derinliklerine inmek için arkadaşları Tahmasp’ı iple aşağı sarkıtır. İpin kopması ile Tahmasp mağaranın karanlığında kaybolur. Arkadaşları mağaraya inmeye ve köylülere olanları anlatmaktan korktukları için Tahmasp’ı mağarada bırakır.



Düşmenin etkisinin geçmesi ile kendine gelen Tahmasp kendini mağaranın karanlığının içinde bulur. Mağaradan çıkmak için bir arayışa giren Tahmasp, mağaranın derinliklerinde bir ışık huzmesinin yayıldığını görür ve ışığın geldiği yere doğru gider. Işığın geldiği yeri elleri ile açar ve oyuktan içeri girer. Tahmasp gördükleri karşısında dehşete düşer; girdiği  yer adeta cennetten bir köşe gibidir. Tam şaşkınlığını  atamadan etrafını saran yılanlarla tekrar şaşırmaya ve korkmaya başlar. Ne yapacağını bilemeyen Tahmasp önünde duran yarı insan yarı yılan güzel kadını görür. Bu güzel kadın Şahmeranın ta kendisidir.





Şahmeran Tahmasp'ı yanına davet eder ve uzun geceler Şahmeran Tahmasp’a insanın varoluşundan günümüze kadar ki olayları anlatır. Bu süre zarfında Şahmeran ve Tahmasp birbirine aşık olur.



Tahmasp da Şahmerana aşık olmuştur; ama ailesini ve geldiği dünyayı özleyen Tahmasp bu niyetini Şahmerana açar. Şahmeran sevdiğinin gitmesini istemese de Tahmasp’ın üzülmesi onu yaralar ve gitmesine izin verir. Sevdiğinin gitmesine izin veren Şahmeran Tahmasp’a tek bir şart koşar; ne olursa olsun Tahmasp’ın insanların içerisinde suya girmemesini ister.




Sevdiğinin sözünün ne anlama geldiğini  anlayamayan Tahmasp  Şahmeranın bu sözünü tutacağını söyler ve mağaradan çıkıp eski hayatına döner. Eski hayatına geri dönen Tahmasp sık sık  Şahmeranı görmeye gider. 



 Günün birinde  Tahmasp’ın yasadığı ülkede Kral hastalanmaya başlar ve Kralın hastalığına hiç bir hekim çare bulamaz. Kralın veziri ,Krala  Şahmeranın bir parça etini yerse iyileşeceğini söyler  .Kral bir ferman çıkararak Şahmeranın bulunmasını ister. Uzun sure Şahmeranın izini bulamazlar. Öfkeden deliye dönen kralın yardımına o yörenin en büyük bilgesi yetişir ve şöyle der:



-“Kralım Şahmeranı gören kişiyi suda yıkadığınızda sırtında yılana benzeyen pullar çıkar der”



Bunu duyan Kral ülkesinde ne kadar erkek varsa hamamlarda yıkatır ve en son Tahmasp’ın köyündeki erkeklere gelir sıra. Yıkanma sırası Tahmasp’a geldiğinde bütün sır ortaya çıkar ve Kral Tahmasp’ın Şahmeranın yerini söylemezse kellesinin uçurulacağını söyler. İşkencelere fazla dayanamayan Tahmasp Şahmeranın yerini söyler .Kralın fermanı ile askerler Şahmeranın bulunduğu mağaraya gider ve Şahmeranı yakalayıp  kralın huzuruna getirirler.




Kralın huzuruna hangi niyetle getirildiğini  anlayan  Şahmeran krala son  oyununu oynar:



-“Kim ki benim kuyruğumdan bir parça yerse dünyanın tüm sırlarına ve bilgisine sahip olacak der”


-“Kim ki kafamdan bir parsa koparıp yerse oracıkta can verecektir der”



Bunu duyan kral kılıcına sarılır  Şahmeranı ortadan ikiye böler ve kuyruğundan bir parça koparıp yemeye başlar. Sevdiğinin öldüğünü gören Tahmasp bu duruma daha fazla dayanamaz ve sevdiğinin kafasından bir parça yemek için üzerine atlar.



Şahmeran son oyunu oynamıştır Kral ve biricik sevdiği Tahmasp’a .Kral oracıkta can vermiştir; sevdiği Tahmasp’ta dünyanın sırrına ve gizemine nail olmuştur.




“Derler ki  Şahmeranın kuyruğundan bir parça yiyen Kral cehennemlik oldu; Şahmeranın bilgisine sahip olan Tahmasp Lokman Hekim olup diyar diyar dolaşıp insanların yarasına merhem oldu...”












Kürt mitolojindeki efsanevi yaratıklar ve canavarlar yazımız Şahmeran efsanesinin hüzünlü finali ile son buluyor kalın sağlıcakla.








Yorum Gönder

2 Yorumlar

  1. Bu. bahsedilen pira wotîk in gerçek olduğunu düşünüyorum çünkü bizim ailede de anlatilan bir hikaye dir bizim aileye 3 beddua ettiği söyleniyor 2 si bilinip tutmuştur 3. İse söylememiştir buda nesilden nesilden anlatıyor ve insanın ilk duyduğunda ki ürpertisi anlatılamaz

    YanıtlaSil